Amerikan aktivist, diplomat ve politikacı Eleanor
Roosevelt (1884-1962), hemen herkesin bildiği şu çok değerli saptamada bulunmuş:
“Great minds discuss ideas; average minds discuss events; small minds
discuss people”. Yani “Büyük
beyinler fikirleri tartışır, ortalama beyinler olayları tartışır, küçük
beyinler kişileri tartışırmış.
Dikkat edin
dostlar, “küçük beyin” olma gafletine çok kolay düşebilirsiniz, eğer bir
tartışmada konudan çıkıp, lafı karşı tarafın özelliklerine getirirseniz.
Örneğin:
A kişisi: Bu örtü
mavi, B kişisi: Hayır bu örtü yeşil. Burada iki tarafın da esas olarak yapması
gereken neden mavi ya da neden yeşil olduğunu düşündüğünü açıklamak. “Bu örtü
mavi, çünkü” “Yok bu örtü yeşil, çünkü”
Tam bu noktada küçük
beyin çıkıp şunu der:
“Sen zaten renk
körüsün. Hata geçenlerde şu rengi de yanlış bildin… bla bla bla” Yani konuyu
FİKİR’den çıkarıp KİŞİ’ye getirir.
Bu noktada tartışma
bambaşka boyutlara gider eğer karşıda ki de yeteri kadar küçük beyinli ise. Ama
karşıdaki büyük beyinli biri ise, muhtemelen, esas tartışmaya geri dönmek
isteyecek, ama, bir yandan da küçük beyinli bunu algılayamayacak, kendi argümanında
devam edecektir.
Konu saptırmak da
bir başka küçük beyin oyunudur.
-“Maviyi zaten
kimse sevmez ki”. Der örneğin.
Ama burada konu
kimin hangi rengi sevdiği değil, o örtünün ne renk olduğudur. Kim sever, kim
sevmez, tamamen ayrı bir tartışma konusu olabilir. Ama bu tartışmada yeri
yoktur. Küçük beyin örtünün neden mavi olduğunu düşündüğünü açıklamaktansa, ilgisiz
bir alana kayar.
Bir şeyi
eleştirirken alternatif üretmemek de başka bir küçük beyin meyvesidir. “Bu
böyle olmaz” der. “Peki nasıl” diye sorulduğunda “Bilmem ama böyle olmaz” der.
Oysa, eğer bir konuyu, bir olguyu, herhangi bir şeyi eleştiriyorsak, onun
yerine nasıl olması gerektiğini düşündüğümüzü de belirtebilecek bir büyük
beyine sahip olmalıyız. Yoksa susmalıyız.
Hislerini anlatmak
yerine karşı tarafı suçlamak da diğer bir küçük beyin oyunudur. “Sen adi adamın
birisin, hiçbir şe yaramazsın” yerine “Bu hareketin beni gerçekten çok incitti”
diyen, büyük beyinlidir.
Son olarak, bir
tartışmada, esas neyi söylemek istediğini söyleyen,
büyük beyinlidir. Eğer öyle
yaparsak karşı taraf esas konuya odaklanacaktır.
“Bu yemek biraz
tuzsuz geldi bana” dediğinizde yemek hakkında tam olarak ne düşündüğünüzü iletmiş
olursunuz. “Bu yemek biraz tuzlu geldi bana, bundan böyle bu restorana
gelmeyeceğim” dersek, karşı taraf o restorana gelmeyeceğiniz konusuna
odaklanabilir ve cevabı da o yönde olabilir. Oysa esas iletmek istediğiniz
yemeğin tuzlu oluşu idi.
İletişim her
şeydir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder