Bu Blogda Ara

10 Mayıs 2025 Cumartesi

Bir makalem -kişisel gelişim-

Evren bilemediğimiz sayısız boyutlardan oluşmakta –biz bulunduğumuz boyut için yaratılmış sınırlı 5 duyumuzla şimdilik diğer boyutları algılayamıyoruz- ama her boyut bizim bildiğimiz fizik kurallara tabiidir. (Bu anlamda meta-fizik (fizik dışı) diye bir şey de yoktur). Ali Nesin'in de söylediği gibi, evrende başka canlılar varsa aynı matematik kurallarını keşfetmekte ve uygulamaktadır. 
Bu fizik kurallar yaradılışın en mikro varlığından en makrosuna kadar aynıdır. Mesela aynen bir atomun etrafında dönen moleküller gibi, güneşin etrafında dönen gezegenler ve güneş sisteminin de başka bir büyük oluşumun etrafında dönmesi, ve sonra büyük bir merkezkaç kuvveti etrafında dönen galaksiler. Bildiğimiz atom yapısından farklı değildir galaksiler. Bizim 5 duyumuzla algılayamadığımız diğer boyutlardaki düzenler ve sistemler de öyle.
Evrende her şey, her varoluş, her olay, her kişi ve bunların birbiriyle ilişkisi bir dantel gibi özenle işlenmiş ve birbirleriyle etkileşim içindedir.
Bu oluşum üzerinde, kişiye dönecek olursak, herkes, hepimiz, çevremizde kendi duygularımızı taşıyan bir aura ile dolaşırız ve var oluruz. Duyguların –yine gözle göremediğimiz- kendilerine ait enerjileri-titreşimleri vardır. Herkes kendi duygularından oluşan bir enerji alanına-bir titreşim alanına yani auraya sahiptir.
Evrende benzer titreşimler benzer titreşimleri çeker. Benzer titreşimler birbirleriyle buluşur. (aynı titreşime sahip kişilerleyken ya da mekânlarda kendinizi daha huzurlu hissedersiniz –çünkü mekânların da titreşimi vardır, o mekânda vakit geçiren insanların titreşimlerinden oluşan-)
Evrenin her boyutta geçerli fizik kuralı burada devreye girer: Sizin içiniz, duygularınız nasılsa, karşınıza çıkan kişi ve olaylar öyle olacaktır. 
En basit anlatımıyla: Sizin içinizde sevgi varsa, olumlu bir insansanız, karşınıza olumlu ve sevgi dolu insanlar çıkacak, sizin içinizde olumsuz duygular varsa (kin, öfke, affedememe, hoşgörüsüzlük vs) karşınıza size bunları, yani kendi içinizi yansıtan AYNA lar çıkacaktır. 

ÖZ'ümüze doğru tekamül yolunda evren bize hatalarımızı yani, 'sevgi dışı' halimizi göstermek ister. Nasıl gösterecektir? Elbette ancak ve ancak başkaları ve çevremiz yoluyla. Bir adada yalnız yaşıyor olsak, hatalarımızın farkına varamazdık. Bizde kızgınlık, kırgınlık, öfke, nefret, kıskançlık yaratacak kişiler olmayacaktı. Öyleyse bu dualite ortamı insanların kendi eksikliklerini görmeleri için yaratılmıştır da denebilir.
Şimdi bir adada yalnız olmadığımıza etrafımızda milyonlarca ayna ile yaşadığımıza göre o kaldıramadığımız, tepkisiz kalamadığımız her ne ise hep o durumlar, davranışlar karşımıza çıkar çünkü Evren o durumu HOŞGÖRÜ ve KABUL ve TEPKİSİZLİKLE ve NÖTR bir bakış açısıyla karşılamamızı istiyordur.
Başkalarında en çok öfkelendiğimiz ya da en azından tepki gösterdiğimiz şeyler, aslında kendimizde de olup, kabul edemediğimiz ve kendimizde sevmediklerimiz özelliklerdir. İnsan kendiyle barışıksa, tüm evrenle barışıktır. Kendi ile kavgalı ise her fırsatta dışarısı ile kavga edecektir. Kendinde kabul edemedikleri başka insanlarda karşısına çıkınca, kendiyle kavga eder gibi o kişilerle kavga edecektir. 
Biz olumsuz tepki verdikçe, tepki verdiğimiz bu durumları (Aynaları) Evren karşımıza daha çok çıkarır. Evrende rastlantı yoktur! Evren bir şeyi bize sunuyorsa çok esaslı bir nedeni vardır. Evet, biz kendi olumsuzluklarımızı keşfedene kadar bütün olumsuzluklar gelip bizi bulmaya devam edecektir.
O yüzden, tepkili olmanın aslında çok gereksiz bir çırpınış olduğunu idrak etmeliyiz. 
Olumsuz tepki (kızgınlık, kabul edememe, af edememe, öfke, nefret) hiç bir şeye çözüm getiremeyeceği gibi, bedende çözülemeyen fiziksel düğümler yaratır. Daha sonra bu düğümler bedende başka istenmeyen fiziksel oluşumlara –tümörlere- dönüşür. ZATEN her hastalık ruhsal gerçeklere ve ÖZ'ün doğasıyla uyumsuzluğun bir sonucudur. Biz ruhsal yasalarla ve doğa ile yaşadığımız sürece bedenimizde bu olumsuz enerji düğümleri zaten oluşmayacaktır.
Öyleyse her olumsuz tepkimizde hemen durup kendimizi incelemeliyiz. "Bu durum bana hangi konuda aynalık yapıyor?".
Evren bize kusurlarımızı bundan daha güzel gösteremezdi. Biz kendimizde, kendimizin kabullenemediği o şeyi bulup, iyileştirme için çaba harcarsak, bir süre sonra aynalıkların da azaldığını ve yok olduğunu göreceğiz.
Mutlu keşfedişler : )